🧠

Eğitim Felsefesi

 
 

Eğitime Kısaca Bakış

Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkiye’nin ilk eğitim fakültesi.
Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkiye’nin ilk eğitim fakültesi.
“Başlangıçta söz vardı.”
-Yuhanna İncili
İnsan hayatın bir öğrencisidir ve eğitim başta gelir; eğitim tedib eder. Tedib etmekse edeblendirme, terbiye verme, haddini bildirme manalarına gelir.

Felsefi Akımlarda Eğitim Nazariyesi

  • Nazariye: Görüş, fikir, teori, fikir, akım.
 
🧠
KlasisizmKlasisizm
Klasisizmin eğitime bakan düşünce sistemine idealizm, daimicilik yani perennializm denir.
 
PERENNİALİZM
  • Daimicilik: Perennializm, belirli bilgi ve değerlerin evrensel ve kalıcı olduğuna inanır. Bu nedenle klasik eserler, matematik, bilim ve insanlığın temel eserleri vurgulanır.
  • İdealist İnsan Yetiştirme: Perennialist eğitim, öğrencilere temel bilgi ve becerileri öğretmeye odaklanır. Bu, temel bilgilerin öğrenilmesi gerektiği ve bunların öğrencinin düşünme yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olduğu anlamına gelir. Eğitimde ahlak ve terbiye eğitimi meslek eğitiminden daha önemli tutulur. Bu düşünceye göre Afrika’daki eğitim sistemiyle Finlandiya’daki eğitim sistemi bir olmalıdır yoksa haksızlık olur, adaletsizlik ortaya çıkar. Öğrencinin değişmeyen değerleri bilen ve bunları yaşayan bir karakter olması istenir. Akıl eğitimi her şeyden önde tutulur, öğrencinin kimlik kazanması istenir.
  • Klasik Eserler: Perennializm, öğrencilere klasik eserleri, özgün metinleri ve tarihi belgeleri incelemelerini ve anlamalarını teşvik eder. Bu eserler, evrensel değerleri ve insan doğasını daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bu eğitimde doğa denildiğinde dışarıdaki doğa değil de insan doğası anlaşılır çünkü hümanizm etkisiyle de insan değerli bir varlık kabul edilir. Klasik eserlerde en iyi insanın yani idealist insanın bulunduğu söylenir, kültürün boş olduğu ve bunu klasik eserlerin doldurduğu kabul edilir. Klasik eserler sadece kitaplar değildir. müzikler, aletler, heykeller, resimler…
  • Öğretmen Merkezli Eğitim: Perennialist eğitimde öğretmenler, konu uzmanlarıdır ve bilgiyi öğrencilere aktarırken otorite figürü olarak kabul edilirler.
  • Öğrenci Disiplini: Perennializm, öğrencilere disiplin ve özdenetim öğretmeye önem verir. Öğrencilerin öz disiplin kazanmaları ve çalışma alışkanlıkları geliştirmeleri teşvik edilir. Perennialist eğitim, öğrencilere eleştirel düşünme, analitik düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmeleri için fırsatlar sunar, bağımsız düşünceye ve farklı görüşlere saygı duymalarını teşvik eder.
  • Sosyal Değerlerin Aktarılması: Perennializm, evrensel insan hakları, etik değerler ve demokratik prensipler gibi sosyal değerleri öğrencilere aktarmayı hedefler.
  • Yöntemler: Perennialist düşünce çok eski dönemlere dayanır ve bu dönemlerde ortaya çıkan sokratik yöntem de bu akıma temel oluşturur. Bilginin insanda hazır bulunduğu ve insanın yeni bir şey öğrenmekten ziyade bildiği ama unuttuğu şeyleri hatırlaması istenir. Öğretmenler baş olarak kabul edildiğinden öğrenciler öğretmene sadık kalır ve onu dinler. Öğretmen bu öğretimi sunum tekniğiyle yapar.
🧠
RealizmRealizm
Realizmin eğitime bakan düşünce sistemine essentializm yani özcülüktür denir.
 
ESSENTİALİZM
  • Temel: Essentializm, öğrencilere temel bilgi ve becerileri öğretmeye vurgu yapar. Matematik, fen bilimleri, edebiyat ve tarih gibi temel disiplinlere önem verir.
  • Realizm: Essentializm, realist temelli olduğu için her şeye madde gözüyle bakılır. Deney, gözlem ve tümevarım gibi yöntemler kullanılır.
  • Eğitimde Standartlar: Essentializm, belirli bir eğitim standardını benimser ve bu standartları karşılamaya odaklanır. Öğrencilerin belirli bilgi ve beceri seviyelerine ulaşmalarını hedefler.
  • Genel Kültür Eğitimi: Essentialist eğitim, öğrencilerin genel kültür seviyelerini yükseltmeyi amaçlar ve bu nedenle tarihi ve kültürel bilgilere önem verir.
  • Sosyal Düzenin Korunması: Essentializm, toplumsal düzenin korunması için eğitimin önemli bir araç olduğuna inanır. Bu nedenle, öğrencilere toplumsal değerleri benimsemeleri ve topluma katkıda bulunmaları öğretilir.
  • Meslek: Perennializmdeki klasik eser eğitimine karşılık mesleki eğitim öne çıkar. Öğrencilerin belli bir beceride ustalaşmalarına bakılır. Bu pozitivist çerçevede mana arka plana itilir ve asıl olan madde kabul edilir. Perennializmin aksine insanın zihninde bilgiler önceden yoktur o keşfederek öğrenir.
🧠
PragmatizmPragmatizm
  • Faydacılık ilk olarak 18. yüzyıl İngiltere'sinde Jeremy Bentham ve diğerleri tarafından öne sürülmüştür. Fakat Epikür (Aipikuros) gibi Antik Yunan filozoflarına kadar geri gidilebilir. İlk kez ortaya atıldığında iyi en fazla insana en fazla mutluluğu getiren şey olarak tanımlanmıştı. Bu da daha sonraları demkrasinin kıvılcımlarını oluşturacaktı.
  • Hem Bentham'ın hem de Epikür'ün formülasyonu hedonistik nedenselliğin farklı tipleri olarak düşünülebilir çünkü hareketlerin doğruluğunu sebep oldukları mutluluğa göre ölçüyorlardı ve mutluluğu zevk ile tanımlıyorlardı; ancak Bentham'ın formulasyonu ferdi olmayan bir hedonizmdi. Epikür'ün kişiyi en mutlu eden şeyi yapmasını tavsiye etmesine karşılık Bentham herkesi en mutlu yapacak şeyi yapmayı uygun görüyordu.
  • Mutsuz bir Sokrates olmak, mutlu bir domuz olmaktan yeğdir.” sözü bu görüşünü anlatır.
  • Faydacılığı eleştirenler bu görüşün birkaç problemi olduğunu söylemişlerdir. Bunlardan biri değişik insanların faydalarının karşılaştırılmasının zorluğudur.
  • Bu akımın -bir şey uygulanabildiği ölçüde doğrudur- şeklindeki savı ise hiçbir teorik mekanizmanın tartışılmasına izin verilmeden bir şey özden yoksun olduğu halde başarılı bile olsa kabul gördüğünden eleştirilmiştir. Söz gelimi birbirinden farklı seçeneklere sahip bir soru hiçbir bilgi sahibi olmayan kimse tarafından rastgele ama doğru yanıtlandığında faydacılığa göre o şey artık mutlaklık kazanmıştır. Bu kişinin bilgili, eğitimli ya da zeki olması pek de önemli unsurlar değildir. Tersi durumda da çok iyi eğitimli ve yetenek sahibi kişiler toplumda iyi statülere erişemediği durumda onların geri zekalı ya da cahil olarak damgalanmaları bu akım yüzündendir. Kısacası faydacılıkta önemli olan öz değil biçimdir, olayların teorik akışı önemsizdir, mutlak olan daima pratik başarı olarak kabul edilir. Her teori doğru değil ama her pratik doğrudur bu görüşe göre.
 
Pragmatizmin eğitime bakan düşünce sistemine ilerlemecilik denir.

Bilgi Türleri

İki şey, üzerine sık sık eğilip ısrarla düşünülürse, insanın ruhsal yapısını hep yeni, hep artan bir hayranlık ve korkunç saygıyla dolduruyor: Üzerimdeki yıldızlı gök ve içimdeki ahlak yasası...
~Kant
 
John Dewey
John Dewey
John Deweyin önemli görüşleri:
  1. Felsefe eğitim krizinden doğmuştur. 🔥
  1. Felsefenin kendisi eğitimdir. 🧑🏼‍🏫
  1. Felsefe genel bir eğitim teorisidir. 🧠
      • Yani felsefenin bütün alt disiplinleri eğitimsel sorunları içine alan konulara sahiptir. Eğitimin dersleri felsefede disiplinler hâline gelmiştir. Felsfe entelektüel insan yetiştirmez insanı insan olarak yetiştirir, felsefe insanı geliştiren nitelikler taşır.
  1. Filozoflar eğitimin yapılandırılmasında rol almış, eğitim hakkında eserler yazmışlardır. ✒️
 
Gündelik Bilgi
Bilimsel Bilgi
Bilimsel bilgi objektiftir ve yöntemlere dayanır. Bu yöntemler iki tanedir. Birincisi denetlemedir. Denetleme ya doğrulama ya da yanlışlama (çürütme) şeklinde yapılır. İkincisi bilgiyi üretmedir (deney, gözlem, tümevarım).
Sanatsal Bilgi
Teknik Bilgi
Dinî Bilgi
Dinî bilginin bazı kavramları eleştirmeye kapalıdır. Bu bilgi yorumlanabilir, konuşulabilir ama dogmatik bir tavır içinde.
Mitolojik Bilgi
İnsanlar felsefeden önce doğayı, olayları mitoslara dayandırıyordu.
Felsefi Bilgi
 
Soru 01. Felsefe nedir, nasıl ortaya çıkmıştır; araştırınız.
Felsefeye bir yol rehberi gözüyle bakabiliriz. İnsan dünyaya gelmiştir ve önündeki yolları ya sorarak ya da bizzat deneyimleyerek öğrenir. Bu yol arayışında insanın başına gelebilecek en güzel şey güzel bir yol rehberine tevafuk etmektir. Aslında her bir yol rehberi (felsefe) bir yol demektir. Kimi zaman filozoflar aynı yol rehberine denk gelmişler ve o yolda düşünceleri birleşmiş sonra başka yol rehberlerine denk gelmeleriyle birbirlerinden apayrı bir fikre sahip olmuşlardır. Felsefenin insanın koluna girip hakikatın yanına götürür bir yanı yoktur, o sadece yol tarif eder, yeni yolcuyu beklemeye başlar. Yolda başına gelecekler çokça da insanın elindedir.
Felsefenin M.Ö. 6. yy.da Antik Yunan’da ortaya çıktığı kabul edilir. Bu topraklar bugünkü Yunanistan’ın dışında Anadolu, Balkanlar, İtalya topraklarını da kapsıyordu. İlk filozof kabul edilen Miletli (Aydın civarı) Thales ‘in bize ulaşan bir yazılı eseri olmasa da diğer filozoflardan gelen kısıtlı kaynaklar vardır. Thales’in ilk filozof kabul edildiği ortamda felsefenin ortaya çıkışına bakarsak şu başlıklarda toplayabiliriz:
  • Merak: Doğa, insan, kâinat… Bunlar bazı insanların öyle ilgisini çekiyordu ki her şeye mitoslarla karşılık veren anlatımlar yetersiz gelmeye başlamıştı. Merak etmek ve “nedir” sorusunu sormak, mantıksal ve nedensel bakmak felsefeyi başlatmıştır diyebiliriz.
  • Sosyal ve Politik Değişimler: Polisler hâlinde yapılaşan Antik Yunan’da bu şehir devletlerindeki demokratik ortam, bir düşünceyi ortaya atıp üzerine düşünme olanağı sunuyordu, böylece serbestlik ve eleştirmeye açıktı bazı şeyler. Bazı şeyler çünkü Sokrat’ın Yunan tanrılarını reddedişi idamla sonuçlanmıştı ancak bu felsefenin ortaya çıkışını daha bir güçlendirmişti.
  • Ekonomi: Felsefenin ortaya çıkışının bir nedeni de yüksek refah düzeyine ulaşılmış olmasının bir sonucudur. Ticaretle zengin bir şehir hâline gelen Milet’te yaşayan Thales’in de zengin olduğu düşünülüyor. Bu bollukta işleri görenler hizmetçiler olduğundan Thales’e de düşünecek, sorgulayacak zaman kalmıştı. Bu zenginlik Antik Yunan şehirlerinde yaygındı ve bu şehirler limanlar vasıtasıyla başka kültürlerle ilişkideydi. Onların düşünce tarzlarından da haberdardılar. Yani Antik Yunan aynı zamanda bir düşünce değirmeniydi.
KAYNAKÇA
Soru 02. (a) Mitos’tan logos’a geçiş ne demektir? (b) Mitos’tan logos’a geçiş nasıl olmuştur? (c) Thales’in varlığın arkhesi nedir, sorusuna verdiği cevabın bilimsel düşüncenin ortaya çıkışı konusundaki önemi nedir, araştırarak yazınız.
Mitostan logosa geçiş bir felsefi yapılanmadır. Anlatılan hikayeleri, efsaneleri ve tanrılarla ilişkilendirilen sözlü geleneği bir kenara itip aklı kullanmaya başlamanın doğumudur. Semboller ve metaforlarla dolu, düşünsel açıdan sınırlı ve bilimsel olarak açıklanamayan mitoslardan gelişerek devam eden ve nedenselliğe sıkı sıkıya bağlı pozitifizme geçiştir.
Bu geçiş Antik Yunan filozoflarının kâinatı, varlığı açıklamaya yönelik merak ve şüphelerinden başladı. Mantıklı düşünmeye başlayan filozoflar aynı zamanda mitolojik açıklamlara eleştiriler yönelttiler. Doğa Filozofları Dönemi olarak adlandırlan bu dönemde çevrenin işleyişi incelendi ve bilimsel araştırmaların temeli atıldı. Mitos etkisini yitirirken logos biyoloji, fizik, kimya, astronomi, fizyoloji, atmolojide yerini aldı.
Thales, Antik Yunan düşünce tarihinde bilim ve felsefe arasındaki köprüyü kurmuş bir düşünürdür ve bu nedenle verdiği cevap bilimsel düşüncenin temelini atmıştır. Evrenin rasyonel bir düzeni olduğuna inanmış ve bu düzenin açıklanabilir olduğunu düşünmüştür Thales, varlığın ana maddesi nedir sorusuna “su” cevabını vermiştir. Thales kesin doğru bir cevap vermese bile mitostan farkını ortaya koymuş, gözlem ve mantığa dayalı bir yaklaşım yolu tutmuştur. Ona göre, suyun doğada yaygın olarak bulunması ve yaşam için temel bir gereksinim olması, onun bu ilkeyi seçmesine yol açmış olabilir.
KAYNAKÇA
  • Chat CPT 3.5 AI
Soru 03. Medeniyetin gelişiminde felsefenin nasıl bir yeri olabilir, araştırınız.
  • Teolojik ve İdeolojik Etki: Felsefe öncesinde insanlar dinlerine sıkı sıkıya bağlı ve anlam sorgulamaları olmadan bağlanmışlardı. Antik Yunan’da sorgulamanın başlaması bazı kıvılcımları ateşledi. Dinin, düşüncelerin ve ideolojilerin kaynağına, mantığına, gerçekliğine sorular yöneltilmeye başlandı. Sokrat’ın Yunan tanrılarını reddettiği için idama mahkum oluşu bir çığın büyüyüşü gibi Orta Çağ Hristiyanlık’ı gibi katı bir tutumun sergilendiği ortamda yeni bir düşüncenin, sorgulamanın, isyanın, araştırmanın başlamasının temelini atmıştı. Sokrat’tan üzerinden yüz yıllar geçmiş olsa da Karanlık Dönem’de yine aynı yöntem olan idam felsefi düşünceyi devirmekle göz korkuttu. Hristıyanlık gibi uzun soluklu bir dinin artık tahrif edilmiş, kafaya göre yorumlanmış olduğunu ortaya çıkaran felsefe yeni ideolojik düşüncelere ve birçok dinde mezhep ayrımlarına neden oldu.
  • Eğitimsel ve Bilimsel Etki: Felsefe dersleri eğitimde yerini çok geç alsa da felfenin dersleri şekillendirmesi erken başlamıştı. Sokrat, tartışma ve diyalog yoluyla öğretmeyi teşvik etti. Öğrencisi Platon daha M.Ö. 4. yy.da günümüz üniversitelerinin temelini attı. Sonrasında felsefenin din hakimiyetine alınmasıyla skolastik düşünce Hristiyan teolojisi ile felsefeyi birleştirerek dini eğitimde etkili oldu. Batı’daki karanlığa rağmen İslam âleminde felsefe merkeze oturrularak mektep, medrese, Daru'l-Kur'an, Daru'l-hadis, Beytü'l hikme, kütüphane, rasathane gibi kurumlar inşa edildi. Sibernetik, astronomi, matematik, coğrafya alanında en büyük adımlar atıldı. Zamanla kız öğrenciler evde eğitime, okulda eğitime başlasdı. 21 yy.da karma eğitim ve müfredat değişikliklerinde felsefi akımların çıkardığı düşünceler etkisini sürdürdü.
  • Siyasi Etki: demokrasi, adalet ve vatandaşlık gibi kavramların gelişmesine etki etmişlerdir.
  • Ekonomik Etki: Felsefe bir taraftan güzel düşüncelerle bazı topraklarda köleliğin, ayrımcılığın veya zulmün eleştirilmesine yardımcı olmuş ve toplumsal reformları desteklemiştir. Irkçılık gibi düşüncelerin yanlışlığını belirtmede ortaya çıkmıştır ama felsefe kötü düşüncelere alet edilerek ekonomik çıkarlar, birilerinin kendi refahı için sömürgecilik anlayışını ortaya çıkarmıştır. Sosyalizm, kapitalizm, liberalizm gibi birbirinden farklı düşünceleri doğurmuştur. Zaman zaman krizler olmuş ve bunların çözüm yöntemlerini düşünmede de felsefe yapılmıştır. Toplumların paraya bakışını, paraya verilen kıymeti o toplumun felsefe düzeyi belirlemiştir. Lidyalılar’ın parayı akletmedeki etkisi de unutulmamalı. Yorucu olan takas usülünün yerine gelebilecek bir sistemin düşüncesini kısmen de olsa felsefe ortaya çıkarmıştır.
  • Toplumsal Etki: Felsefe retorik gibi sanatları gelişriemeye aracıı olarak kitleleri etkilemede yardımcı olmuştur. Kimi zaman Hitler gibi savaşa kimi zaman da Atatürk gibi kurtuluşa teşvik etmiştir. Zamanla kültürler arasında diyalogu teşvik etmiş, Soğuk Savaş Dönemi gibi ülkeler arasındaki teknoloji yarışı giderek ülkeler arasında ortaklık, bilgi paylaşımı, teknoloji geliştirme, uluslararsı laboratuvar ve uydu istasyonu hâlini almıştır.
  • Hayati Etki: Hastalıkların merakı gibi sorgulamalar mikrop, virüs, pastörizasyon, kanser, pandemi gibi konularda atılım yaptırmıştır. Ortalama 50 sene olan insan ömrü zamanla daha uzun yılları bulmuştur. Ancak kimi zaman araştırma merakı atom bombası gibi kitlesel imha silahlarını açığa çıkardı. Medeniyetler bunu reddetse de Amerikan gibi kültürler zamanla savaşa istekli hâle gelmiştir.
  • Edebî Etki: Yazarlar kimi zaman söyleyemediklerini yazdığı romandaki karakterin ağzından söyletti kimi zaman da bir şair şiirin mısrasına şerpiştirdi. Felsefi roman gibi türler ya da felsefe üzerine yazılan makale gibi düşünce yazıları içinde bulunduğu medeniyeti uyandırmayı kendine görev bildi.
KAYNAKÇA
  • Chat CPT 3.5 AI
Soru 04. Modern eğitim kavramını açıklayınız.
  • Bireysel Öğrenme: . Modern eğitimde öğrencilere bireysel öğrenme fırsatları sunulur ve kendi ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş eğitim programları oluşturulabilir, bireylerin yetenek ve çabalarına dayalı olarak başarıya ulaşmaları teşvik edilir. Yetenek ve çaba, başarıyı belirleyen temel faktörlerdir.
  • Kurumsal Eğitim: Modern eğitim, okul ve üniversiteler gibi kurumsal eğitim kurumlarına dayalıdır. Bu kurumlar, eğitim sürecinin temel taşlarıdır. Devletten bağımsız bir eğitim kurumu yoktur, kendi topraklarındaki eğitimi devlet yürütür.
  • Rasyonalizm ve Bilimsellik: Modern eğitim, rasyonalizm ve bilimsellik ilkelerine dayanır. Eğitim, bilimsel yöntemler ve kanıta dayalı yaklaşımlarla tasarlanır ve değerlendirilir. Dini düşünceyi reddeder.
  • Seküler ve Evrensel: Modern eğitim, toplumsal sınırlamalara tabi olmadan geniş kesimlere ulaşmayı hedefler. Eğitim, cinsiyet, ırk, din veya sınıf ayrımı yapmaksızın tüm bireylere açık olmalıdır. Aynı zamanda modern eğitimde din dersleri olmasına karşın diğer derslerde dinî yaklaşımdan uzak bakılır.
  • İnsan Hakları: Modern eğitim, insan haklarına saygıyı teşvik eder ve eğitimin bir insan hakkı olduğunu kabul eder.
  • Demokrasi ve Eleştirel Düşünce: Modern eğitim, demokratik değerlere ve eleştirel düşünceye vurgu yapar. Öğrenciler, kendi fikirlerini ifade etme yeteneğini geliştirirler ve toplumsal meseleleri eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirirler.
  • Teknolojinin Kullanımı: Modern eğitimde teknoloji ve dijital kaynaklar, öğrenme deneyimini zenginleştirmek için kullanılır. İnternet, e-öğrenme platformları ve diğer dijital araçlar, eğitime erişimi kolaylaştırır.
  • Sürekli Gelişim: Eğitim, yaşam boyu süren bir süreç olarak kabul edilir. İnsanlar hayatları boyunca yeni beceriler öğrenmeye ve mevcut becerilerini geliştirmeye teşvik edilir.
  • Uygulamalı Bilgi: Modern eğitim, öğrencilere teorik bilgi sunmanın ötesine geçer. Pratik becerilerin ve uygulamalı bilginin önemini vurgular.
  • Standartlaştırma: Modern eğitimde, eğitim kurumları genellikle standartlaştırılmış müfredatlar ve değerlendirme yöntemleri kullanır. Öğrenciler belirli standartları karşılamak zorundadır.
  • Ölçülebilirlik: Modern eğitimde başarı ölçülebilir ve değerlendirilebilir olmalıdır. Sınavlar, testler ve notlar, öğrenci başarısının ölçümünde önemli bir rol oynar. Modern eğitim sistemi, belli bir süreklilik ve sıralamaya dayalıdır. Öğrenciler belli bir yaş ve sınıf seviyesine göre eğitilirler ve sıralı bir eğitim süreci izlerler.
  • Politik: Modern eğitimi sağlayan devletler baba parasına göre değil eğitime ve diplomaya göre bir yerlere gelinmesini ister, eğitimi hem sosyal ekonomik kalkınma hem de bir ulus oluşturma aracı olarak görürler.
KAYNAKÇA
  • Chat CPT 3.5 AI
Soru 05. Eğitim bilimleri kavramını açıklayınız.
“Eğitim bilimleri” eğitim kavramını inceleyen ve birçok alt disipliniyle bu konuya yönelik sorular yöneltip cevap veren bilimdir. Bunlar ölçme ve değerlendirme, eğitim programları ve öğretim, eğitim psikolojisi, eğitim felsefesi, eğitim sosyolojisi, öğretim teknolojisi, özel öğretim, rehberlik, okul psikolojisi, uluslararası eğitim, okul yönetimi vb. disiplinler olarak sayılabilir.
Eğitim bilimleri yetkin öğretmenler yetiştirmeye çalışan ve bunu da üniversitelerin lisansüstü ve doktora gibi seviyelerinde proje ve tezlerle eğitim kalitesinin arttırılmasından sorumlu bölümdür.
Bir millet öğretmenlerin eseri olduğuna göre çok mühim bir vazifeyi sırtlanmıştır eğitim bilimleri. 739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda (1973) şu ifade kullanılmıştır: “Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan uzmanlık gerektiren meslektir. Öğretmenler bu görevlerini Türk Milli Eğitimin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdürler.”
Öğretmenlik mesleği, ülkemizde devlet memurları arasında en kalabalık kitleyi oluşturmaktadır. Bu kalabalığı tam olarak istihdam edecek bir yapı olmadığından eğitim bilimlerine de çok iş düşmektedir çünkü eğitim bilimleri, eğitim sistemiyle ilgili politika ve reformların geliştirilmesine katkıda bulunur. Bu, eğitim kurumlarının, öğrencilerin ve toplumun ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermek için politika oluşturucularına rehberlik etmeyi içerir.
KAYNAKÇA
  • Chat CPT 3.5 AI
Soru 06. Felsefi düşüncenin özelliklerini araştırınız ve maddeler halinde yazınız.
Felsefi düşüncenin bazı özellikleri şunlardır:
  • Eleştirel Düşünme: Felsefi düşünce, mevcut bilgi, inanç ve görüşleri sorgulama ve eleştirme sürecini içerir, bunları eleştiri süzgecinden geçirir. Felsefeciler, mantıklı ve tutarlı argümanlar oluşturarak fikirlerin geçerliliğini değerlendirirler.
  • Mantıklı Argümanlar: Felsefi düşünce, mantık ve rasyonaliteye büyük önem verir. Felsefeciler, argümanlarını mantıklı bir şekilde kurarlar ve tutarlılık ararlar. Tıpgı bilimin deney, kanıt aradığı gibi felsefe de mitosla yürümez.
  • Evrensellik ve Öznellik: Felsefe, evrensel konuları ele alır. Bu konular arasında varlık, bilgi, etik, adalet, gerçeklik ve insan doğası gibi temel sorunlar bulunur. Aynı zamanda felsefe özneldir. Düşünürlerin evrensel bir konuyu kendi çerçevesinden okuması ve kendi düşüncelerini oluşturması felsefeyi öznel bir ığraş yapar.
  • Sorular ve Cevaplar: Felsefe, soruları ve sorunları ele alır ve bu sorulara derinlemesine düşünmeyi teşvik eder. Felsefeciler, "neden", "ne", "nasıl" gibi temel soruları inceleyerek daha fazla anlayış geliştirmeye çalışırlar. Düşünürlerin sorulara verdikleri cevaplar, sorunun önüne geçemez çünkü düşünürün gözünde ilk kıvılcımı başlatan, asıl olan sorabilme cesareti göstermektir.
  • Eleştirel ve Analitik Yaklaşım: Felsefi düşünce, bir konuyu analitik bir şekilde incelemeyi ve detaylı bir şekilde eleştirmeyi içerir. Felsefeciler, fikirleri parçalayarak ve analiz ederek daha fazla içgörü elde etmeye çalışırlar.
  • Disiplinler: Felsefe ilgilendiği konulara göre parçalara ayrılır ancak bu parçalar bir yapboz gibi resmi tamamladığı için disiplinleri arasında bilimde olduğu gibi kesin bir alan sınırı çizilemez.
  • Farklı Yaklaşımlar: Felsefe, farklı düşünce okulları ve yaklaşımlar içerir.
  • Açık Sistem ve Yığılımlı İlerleyiş: Felsefe, açık bir sistemdir, yani sürekli olarak değişen ve gelişen bir disiplindir. Yeni bilgiler ve fikirler, felsefenin gelişimine katkıda bulunur. Her yeni filozof kendinden öncekilerden bir şey alır, ortaya bir şey koyar ve kendinden sonrakilere bir şey bir şey bırakır. Felsefe, geçmişteki düşünce akımları ve filozofların eserlerini de inceleyerek gelişir böylece oluşan yığından her gelen faydalanır.
KAYNAKÇA
  • Chat CPT 3.5
Soru 07. İdealizmle realizm arasındaki farklar nelerdir, araştırınız ve maddeler hâlinde yazınız.
1. Ontolojik Farklar:
  • İdealizm, gerçekliği zihnin ürünü olarak kabul eder. Yani, gerçeklik bilinçle sınırlıdır.
  • Realizm, gerçekliği zihinden bağımsız nesnel varlıkların varlığına dayandırır. Yani, gerçeklik bilinç dışı varlıklara sahiptir.
2. Epistemolojik Farklar:
  • İdealizm, bilginin kaynağını zihin veya düşünce süreçlerine atfeder. Gerçeklik, zihinde oluşturulan kavramlar aracılığıyla anlaşılabilir.
  • Realizm, bilginin kaynağını deneyim ve duyularla ilişkilendirir. Gerçeklik, duyular yoluyla algılanabilir ve bilinebilir.
3. Dünya Algısı:
  • İdealizm, dünyanın bir tür zihinsel yapının ürünü olduğuna inanır. Dünya, zihin tarafından yaratılır veya şekillendirilir.
  • Realizm, dünyanın bağımsız bir varlık olduğunu ve insan zihninin dışında var olduğunu kabul eder. Dünya, insan zihni tarafından yaratılmaz.
4. Objektiflik ve Bağımsızlık:
  • İdealizm, nesnel gerçekliği sorgular ve bağımsız nesnelerin varlığını reddeder veya sorgular.
  • Realizm, bağımsız nesnelerin varlığını kabul eder ve nesnelerin insan bilincinden bağımsız olduğunu savunur.
5. Gerçekliğin Doğası:
  • İdealizm, gerçekliği bir tür düşünsel yapının sonucu olarak görür. Gerçeklik, düşünce, fikir ve zihinle sınırlıdır.
  • Realizm, gerçekliği nesnel, fiziksel ve bağımsız varlıkların sonucu olarak kabul eder.
6. Temsil ve İfade:
  • İdealizm, gerçekliğin nasıl temsil edildiğine odaklanır ve gerçeği kişisel algılara dayandırır.
  • Realizm, gerçekliği bağımsız nesnelerin fiziksel varlığına dayandırır ve gerçekliğin nesnel olduğunu vurgular.
7. Temel Sorular:
  • İdealizm, "Bir şeyin gerçek olduğunu nasıl bilebiliriz?" sorusu üzerinde odaklanır.
  • Realizm, "Gerçeklik nedir ve nasıl bilinebilir?" sorusunu ele alır.
KAYNAKÇA