Gelin videoyu izlerken bir de üzerine konuşalım, izleyerek bırakmayalım.
EV
Ev, sahiden önemli bir konu. Kendi odama “ofisim” derim. Bu tabirle kendime orası senin çalışma, üretme ortamın derim. Kaba bir hesap yaptık mı şu günlerde 23 saatim evde geçiyor ve bir saatim belki dışarıda. Bu noktada şöyle diyebiliriz değil mi? Hayatımız iki yerde geçiyor ev ve evin dışında. Ama en çok da evde.
Evin mayışma ortamı olduğunu bize hem kendimiz hem de etrafımız söyledi. Tek suçlu bulmayalım, ortaklaşa mahvediyoruz hayatımızı. İşte bu mahvedişe bir dur demek için 8 öneri vermiş Hikmet Abi. Nedir ne değildir bakalım:
Bir: Film 🎬
‣
Veri Kaynağı’nın verdiklerine göre durum iyiye gidiyor gibi görünüyor. Televizyon izleme süremizin düşmesinden bahsediyorum. Tabi telefonları televizyonlardan saymıyoruz değil mi?(!)
Gelelim televizyonun çocuğuna: Film.
Arkadaşlarıma ufak bir anket yaptım. Onlara izledikleri filmlerin hayatlarında bir şeyleri çözüp çözmediğini, onları harekete geçirip geçirmediğini, yeni yollar ya da fikirlere yol açıp açmadığını sordum.
Sonra bir heves verdikten sonra sönüp gider diyen de oldu verdiğimiz kararlarda filmleri de hatırlarız diyen de oldu. Çoğunluk
“Her film olmasa da tek tük, kaliteli filmler harekete geçirir.” dedi. Pek film izlemem ama izleyeceksem de güzel filmleri izlerim. Mesela su içerken gözümün önüne Sahara 1943 gelir. Çavuş Gunn ve tank mürettebatı susuzluktan kavrulur. Bir damla için savaşırlar hâlâ su bardağımın içinde.
İki: Garajlar 🚗
Garajda doğan markaların aynı zamanda insanı yiyip bitirdiğini de unutmayalım. Kimi markalar cep, kimi akıl, kimisi de kalbi sömürür. Biz de kendi garajımızda kendimizi sömürecek şeyler yerine kendimizi var kılacak fikirler, icraat bulalım.
Üç: Huylar 🙅🏼♂️
Evler çoğu zaman pis huyların büyüdüğü ortamlar, pekiştiği ortamlar oluyor. Sıkılıyoruz da bu pekiştireçlerden ama yerine koyacak güzel huylar bulamıyoruz. Dedim ya garajdaki güzel icraata güzel huylar da dahil.
Dört: Minimalizm 👕
Dolabımı kontrol etmeye gidiyorum, geleceğim…
Geldim.
Gördüm ki onlarca kıyafet dolu kullanmadığım. Bunlardan kurtulmaya çalışacağım. Beş ve Sekiz: Youtube 📽️
Beşle sekizi bir arada ele aldım. Bir hocamız İstanbul ikinci üniversitenizdir demişti. Youtube’u da üçüncü üniversite kabul edebiliriz. Hatta kendim Youtube’u ilk üniversitem kabul ediyorum belki sizde de birinci sıradadır.
Youtube’dan öğreneceğimiz şeyler o kadar çok ki ve bunlar ücretsiz. Sokağa çıksanız bulamayacağınız adamı evde birkaç tıkla karşınıza alıyorsunuz ve başlıyorsunuz konuşmaya. Tam burada da Bi’ Acayip Tarih’i söylemeden geçemeyeceğim. Belgesel tadında hoşsohbet bir çalışma olmuş.
Altı: Podcastler 🎙️
Parasıyla olduğu kadar beleş de var. Blog dünyasından sonra vidolar sonra da podcastler dünyası…
TRT Dinle’yi salık vereyim. Özellikle radyo tiyatrolarını dinledikçe dinliyorum. Son zamanlarda podcasti boşlamış olsam da bu yazı vesilesiyle gündemime alayım tekrar.
Yedi: Egzersizler 🏃🏼
Spor yapmaya başlamamak gibi bir bahanem var ama önünüze bir tepsi daha sunayım: Egersizler.
Tavana değmeye çalışmak, şınav çek, plank, dizler karına, squat…
Made with Bullet