I
Kevser-i âteş-nihâdın adı aşk
Dûzah-ı cennet-nümânının adı aşk
Bir lûgat gördüm cünûn isminde ben
Anda hep cevr ü cefânın adı aşk.
Ateş yaradılışındaki Kevser'in adı aşk
Dışı Cennet görünen Cehennemin adı aşk
"Çılgınlık" adında bir lügat gördüm ben
Onda zulüm ve eziyetin adı aşk.
II
Eğer desem ki hevâlar açıldı geldi behâr
Murâd odur ki benimle mahabbet eyledi yâr
Ya söylesem ki çemen goncelerle zeynoldu
Odur garez ki tebessümle söyledi dildâr
Havalar açıldı, bahar geldi dersem,
Sevgili benimle muhabbet etti demek isterim
Çimenler goncalarla bezendi dersem de meramım,
Gönlümü alan güzel, benimle gülerek konuştu demektir.
III
Açıl ey gonce-leb nûr eylesin bezmi tekellümler
Safâdan hande deryâsında mevc ursun tebessümler
İzârın gül gül etsin tâb-ı şahbâ-yı neşât olsun
Bu âteş güfte rengin besteler hûnin terennümler
Ey gonca dudaklı güzel, konuş da sözlerin meclisi nurlandırsın;
Gülümsemeler, zevk ve safâ ile gülüş denizinde dalgalansın.
Neşe, sevinç şarabının harareti, yanağını gül gül etsin de
Bu ateş güfteler, renkli besteler, kanlı terennümler haline gelsin.
IV
Güzelsin bi-bedelsin nâz-perversin dilârâsın
Değilsin bi-vefâ ammâ ki gâyet bî-muhâbâsın
Ne mâni'dir uzatsan destini bûs etse âşıklar
Kolun bükmezlere bir pâdşâh-ı âlem-ârâsın
Güzelsin; eşin-benzerin yok; nazlı, gönül bezeyen bir dilbersin;
Vefasız da değilsin ama çok pervasızsın, çekinmezsin.
Elini uzatsan da âşıklar öpseler ne olur, bir mani mi var
Alemi bezeyen bir padişahsın; (güzellikte) kimse senin kolunu bükemez.
V
Görmedinse bahr-ı aşkın lü'lü'-î mensûrunu
Mutrıbın seyreyle mevc-i nağme-i tunbûrunu
Öyle peyder pey terennüm-rîz olur âguşu kim
Selsebîl etmiş sanırsın sîne-î billûrunu
Aşk denizinin saçılıp dökülmüş incilerini görmedinse,
Çalgıcının tanburundan coşan nağme dalgalarını izle;
Kucağından birbiri ardınca öylesine terennümler dökülür ki
Billûr göğsünü Cennet'te bir ırmağa döndürmüş sanırsın.
~