Bağırış Çağırış Deklerasyonu
📄

Bağırış Çağırış Deklerasyonu

 

Bu sefer insanlardan bahsetmek istemiyorum. Akşam oldu, gece olacak sonra sabah. Hep aynı şey sıkıcı olmaz mı? Renk katsak, renk olsak. Hani şöyle boğazın cümbüşüne dalsak ve çıksak. Ne nefes alırız ama değil mi? Sıkıntıdan yazıyorum. Bu can sıkıntısı mı bilmiyorum. Faik Abi diyor ya, "Yazmasam delirecektim." O alır kalemini, sarı kağıtlarını çıkar dükkân dükkân dolandırmış herhalde. İyi de biz nasıl gezeceğiz? Sokağa çıkmak yasak. Hayır, kimse yasaklamadı ama yasak işte. Kim dedi o zaman, niye dedi? Yok cevabı. Orada sabah oldu mu? Gerçi 26-45 desen 30-40 vardır. 10 meridyenden çarpı 15 eder 150 dakika. Sonra saate çevir, iki buçuk saat. Demek Güneş hep sana, o saçlarına dokunduktan sonra buraya gelip o saçı yüzüme koklatıyor. Köyden bahsedeyim biraz da: Çok şey yok ki, taş ve ağaç. İşte güzelliği şunda: insanlar yok. Orada köylüler diye birtakım güzel canlılar var. Ağaç keserler ama ekmesini de bilirler. Köyde toprak bile var, zonal-kahverengi kestane rengi-. 2084... Büyük Birader... Daha çok var. İyi de suyu alıp dökersen içemezsin ki.-
~23/11/23